Sosyal Medya

Makale

Bir ‘yaralı kimliği’ tedavi çabası-I

28 Åžubat 1997 Zorbalığı döneminde Ä°stanbul Ãœniversitesi’nden ve kamu hizmetlerinden uzaklaÅŸtırılan; ÅŸimdi ise Mardin- Artuklu Ãœniversitesi’nin rektörlüğünü deruhde eden Prof. Ahmed Ağırakça’nın inisiyatifiyle gerçekleÅŸtirilen, ‘Kürd Mes’elesi ve Müslümanlar’ konulu ve yaklaşık 40 kiÅŸilik çalışma grubu ve bir sempozyum içinde yer verildiÄŸinden, 18 ve 21 Aralık günlerini, binlerce yılın antik sırlarını ve güzelliklerini yansıtan Mardin’de geçirdim.

İstanbul- Mardin arası hava hattının mesafesi, 1200 km. kadar ve 2 saat sürüyor.

***

Mardin- Ä°stanbul yolculuÄŸu otobüsle ortalama 22 saat kadar sürüyormuÅŸ. Mardinli yolcular, ‘eskiden, uçaÄŸa ancak zenginler binerdi. Åžimdi uçak yolculuÄŸu otobüs yolculuÄŸundan bile ucuza geliyor. Çünkü 175 lirayla iki saatte Ä°stanbul’a varıyorsun otobüs ise 140-150 lirayla, 22 saat’ diyorlar.

***

İlk gün, 18 Aralık Cuma akşamı, geç saatlere kadar, şehrin geceleyin seyri daha bir güzel olan yerlerini dolaştık.

Mardin, özellikle taş işçiliğinin harikası olan camileri-minareleri, medreseleri, kiliseleri, kervansarayları ve köşkleriyle müthiş güzel, sihirleyici bir şehir.

Bir kartal yuvasını andıran ve dev bir kaya parçasından oluşan bir kalenin eteklerinde kurulu bu şehrin yeşil alanları, kayalık zeminde olması hasebiyle, çok az.

Ancak kalenin de üstünde, daha yukardaki dağlardan gelen sular, bu taş yığını olan şehre asırlardır hayat veriyor.

***

GüneydoÄŸu ÅŸehirlerinde birkaç aydır halk kitlelerini derinden etkileyen terör eylemleri Mardin’de pek etkin olarak gözükmüyor. Ortalıkta, henüz tünel açma, hendek kazma ve barikat kurma gibi terör eylemlerinden eser gözükmüyor. Ama halkın tedirgin olduÄŸu gözleniyor. PKK’nin her yerde ağır bir baskısının olduÄŸu hissediliyor. Ä°nsanlar, bazı konularda, birileri bizi örgüte ÅŸikayet edebilir diye korku içindeler. Hattâ Kızıltepe’de apartman sorumlularının bile PKK tarafından belirlendiÄŸi söyleniyor.

Mardin B. Åžehir Bel. BaÅŸkanı, HDP’li siyasetçi Ahmet Türk. Ama rahatsızlığı dolayısıyle Belediye’yle ilgilenemediÄŸi ve belediyenin örgütün elinde olduÄŸu söyleniyor. Ahmet Türk’ün seçimler öncesinde, civardaki köylere gidip, bekledikleri oylar çıkmazsa, elektrik ve sularının kesileceÄŸi, yollarının yapılmayacağı, arazilerinin istimlak edileceÄŸi gibi tehdit dili kullandığı iddia ediliyor.

Yanlış ve yalan ise açıklamasına memnuniyetle yer veririm. Çünkü, onun siyasî eğilimlerine karşı olsam bile, o grup içindeki en akl-ı selim sahibi kimselerden birisi olduğunu ve böyle süflî siyasî manipülasyonlara tevessül etmeyeceğini düşünürdüm.

***

Bir kaç ay öncesine kadar çok canlı olan Mardin’in bugün, üzerinde bir uÄŸursuz elin dolaÅŸtığı söyleniyor. Esnaf da sinek avlıyormuÅŸ...

***

Halkta devletten, sıkıyönetim zamanlarında olduÄŸu gibi bir korku hissedilmiyor. Çünkü devlet, son derece titiz bir dikkatle, eline silah almamış kimselere bir zarar gelmemesi için var gücünü kullanıyor. Ama halkta, özellikle terör örgütüne kaptırdıkları çocuklarının ölüm haberlerini alacaklarının tedirginliÄŸi hâkim. Anne-babaların, çocuklarının cismanî varlıklarına gösterdikleri özeni, onların beyin ve kalplerini, kesin doÄŸru olduÄŸuna inandıkları temel deÄŸerlerine göre yoÄŸurmakta gösteremedikleri anlaşılıyor. Böyle olunca da hele de çocuklarının başına bir felaket geldiÄŸinde, onların dünyalarıyla bütünleÅŸmeye ve tepkilerini ona göre ÅŸekillendirmeye daha bir kolay sürükleniyorlar. Hattâ, dindar ailelerin bile çocuklarını terör örgütüne kaptırdıkları söyleniyor.

Bu arada, ‘her nasıl olursa olsun, barış olsun.’ diyenler olduÄŸu gibi; devletin, örgüt karşısında zaaf göstermesi halinde, örgütün devlet yerine geçeceÄŸini ve böyle bir durumun ise yöre halkı  için, 1930’lardaki türkçü- faÅŸist zorbalığın kürdçü versiyonu olarak tekrarlanması gibi bir felaket olacağını söyleyen âkil kimseler de var.

(Sözkonusu sempozyuma ise yarın değinelim, inşaallah.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.